Bisikletim Çalındı Ne Yapayım...

Bu gün tüm bisiklet sahibi arkadaşların en büyük sorunu olan "Bisiklet Hırsızlığı" konusunda son yaşadığım olaylar çerçevesinde önemli olan konuları yazmak istiyorum.
27.07.2016 tarihinde Yalova'da bulunan evimin önünden Carraro marka Azimut model bayan kadro bisikletim çalındı. Olay şöyle gerçekleşti.
Akşam saat 22:00 gibi eşimle birlikte bisiklet turumuzu tamamlayıp evimize geldik. Evin giriş kısmında bulunan merdiven demirlerine bisikletleri kilitleyip eve çıktık. Sabah işe gitmek için saat 07:45 gibi evden çıktığımda bana ait olan Salcano bisiklet yerli yerinde dururken Carraro bisikletin yerinde yeller bile esmiyordu. Sinir ve moral bozukluğuyla mecburen işe gittim.

Saat 10:00 gibi eşim arayıp Polis Karakoluna gitmemi ve hırsızlık kaydı bırakmamı istedi. Bulunamaz düşüncesiyle itiraz etsem de yine de gitmeye karar verdim ve öğlen Merkez Karakoluna giderek durumu anlattım. Karakolda görevli polis arkadaş kaydımı alabilmek için ya fatura yada ispatı mümkün bir belge olmadan kaydını alamayacağını söyleyince kuyruğumuzu arkamıza sıkıştırıp döndük işimize. Hırsız artık bisikleti satıp parasını afiyetle yiyebilirdi. Amaaa öyle yağma yooook, ben adama pabuç bırakmam dedim ve başladım dedektifliğe :D

Önce Sahibinden.Com olmak üzere bildiğim tüm 2. el satış sitelerinin takibe aldım, sonra facebook üzerinden satış yapan 2. el gruplara bakmaya başladım. Peki bunu neden yaptım?

Bir mal çalındığında bu malı eğer kişi kullanmayacaksa satmak amaçlı çalmıştır. Satmakta pek kolay değil. Evet kolay değil! 3 - 5 bin liralık bisikleti 500 - 600 liraya satmaya kalksa önce "Müşteri" bulması gerekiyor. Tamam peki nerede bulacak o müşteriyi? İnternette. Çünkü artık dönem net dönemi.
Hırsızlığa uğramış insanların çoğu gitti "geri gelmez bir bardak su iç üstüne" mantığıyla davrandığı için hırsızlarda bu kadar fütursuz ve rahat davranıyorlar.
Bisikletimin çalındığı gün facebook sayfamda hemen bende kalan fotoğrafları paylaşıp önce çevreme sonra da çeşitli 2. el bisiklet satan gruplarla paylaşarak genel bir duyuru yaptım.

Bu haberi yaptıktan sonra takiplerimi sürdürdüm. 04.08.2016 tarihinde Sahibinden.Com adresinde karşıma satılık olarak benim bisikletim çıktı.
Panikledim, sinirlendim ama sonra sakın olmazsam bu fırsatı kaçıracağımı düşünüp kendimi sakinleştirdim.
Ne yapmalıydım?
Polis'e gitsem mi?
Ya o arada adam bunu satarsa?

Ben alıcı olsam Yalova'dan yazdığım için ve bisiklette Yalova'dan çalındığı için adam uyanır mı?

Yüzlerce soru oluşmaya başladı kafamda. Öğleni zor edip doğruca Merkez Karakoluna gittim tekrar. Durumu anlatıp yardım istedim ama verdikleri akıl ve prosedür öylesine "hadi be hacı abi bas git işine" cinsindendi ki sinirlenip çıktım. Çıkarken bir polis arkadaş "kendisine çok teşekkür ederim" bana "Bilader sen en iyisi diğer binamızda bulunan Asayiş Şubesine git onlar bu konuda daha fazla yardımcı olurlar" dedi.

Ben karakoldan çıkarken internette ki 600.-TL ilan fiyatını bir anda 499.-TL'ye düşürdü satıcı.
İyice panik yaptım eyvah bisiklet gidiyor, diye. Hemen cep telefonumdan 450.-TL veririm gibisinden bir mesaj gönderdim.

Mesajlaşma aynen böyle gerçekleşti.

İlan özellikleri: İlgili kişinin ilanı "İstanbul / Kartal / Orhantepe Mah." diye gözüküyor, isim "Emre ÖZ". Telefon numarası yok, mesajla iletişim kuruyor.
Ben mesaj yazarken Yalova'dan olduğumu anlamasın diye Kocaeli'ndeyim diye yazdım. O zaman o bana Yalova'da olduğunu, 1 aylığına Yalova'ya geldiğini yazdı. Bende Kocaeli'nden Bursa'ya akşam geçeceğimi belirterek akşama randevu saati aldım O arada telefon numarasını verdi. Ben tabi ki geri dönmedim.

İş yerimden izin alarak doğruca Asayış Şubeye gidip durumu anlattım. Daha profesyonel olan bir ekip hemen durum kavrayıp ne yapmamam ve ne yapmam gerekeni söylediler. Genel olarak şu ana kadar doğru davrandığımı, bisikleti almak için çoook hevesli gözükmememi ve telefonla görüşme yapılacaksa "beğenip beğenmeme durumumun olduğu ve farklı 2 - 3 bisikletle daha ilgilendiğimi" söylememi istediler.

Benden önce bir kaç kişi bu şekilde bisikletini ilanda görüp lapin gibi atlayıp işi bozduklarını öğrendim.

Bu arada ilgili kişinin diğer ilanlarına baktığımda çok değerli bir sürü bisikletin çok ucuz fiyatlardan satışa çıkartıldığını da gördüm.

Saat 15:00 gibi ilgili kişiyi arayıp Kocaeli'nden çıktığımı Yalova'ya doğru geldiğimi söyledim. Ortalama 16:00 gibi geleceğimi ama Yalova'yı çok bilmediğimi nereye gelmemi istediğini sordum. Bana Yalova İDO İskelesine gelmemi söyledi. Tamamlaşıp kapattım.

Asayiş Şubeden polis memuru arkadaşa aynen durumu anlattım.
Saat 15:30 gibi polis arkadaşlar beni alarak İDO iskelesine götürüp, öncelikle sakin olmamı, normalin dışında davranmamamı söyleyerek çevreye dağıldılar.
Saat 15:40 gibi ben telefon açıp geldiğimi ve İDO İskelesinde olduğumu söyleyince bana "abi ne çabuk geldin, uçtun mu?" gibi şeyler söyleyince panik yaptım.

"Eyvah uyandırdık, artık hayatta gelmez" dedim içimden, hemen toparladım, Kocaeli'nden Bursa'ya iş için her gün gidip gelen, toptancılık yapan biri gibi davranıp "Bizim işimiz yol geç bile kaldım" diyerek durumu kurtardım, "sen ne zaman gelirsin acelem var" diyerek baskı kurdum. 

Zokayı yutmuş olacak ki "5 dakkaya ordayım abi" dedi. 

Beklemeye koyulduk, bir aksiyon filminin ortasındaymışım gibi gergin, huzursuz ve biraz da korkarak beklemeye devam ettim, 10 dakikadan fazla geçmiş olacak ki telefonum çaldı, Asayiş Şube polis memuru "ne oldu abi?" diye sorunca "dur bi daha arayayım" dedim. 

İkinciye aradığımda tamamen baskı kurarak konuşmazsam bu işin biteceğinin farkındaydım "Nerdesin kardeşim acelem var gidecem dedim, gelmiyorsan ben gidiyorum" diyince, nefes nefese kalmış bir tavırla "abi valla yoldayım en fazla 2 - 3 dakkaya ordayım" dedi. Bu kez ciddi rahatlamıştım. Biraz daha bekleyince telefonum çaldı ve "abi nerdesin ben taksi durağının yanındayım" diyince şahsı hemen gördüm.

Siyah gibi koyu renkli bir Salcano ile gelmişti, bütün hayallerim yıkıldı. Yanına gittim "Selam ben Hasan" diyince bana "Selam abi ben Emre" dedi, "Eeee Emre bu ne bu anlaştığımız bisiklet değil ki" diyince bozuldu ve bir numarayı aradı "..... bu bisiklet değilmiş abinin istediği, onun ki Carraro'ymuş.." konuştular ve olayın ortağının ihmalkarlığından kaynaklandığını, beklersem gidip hemen o bisikleti getireceğini söyledi. O arada işin içinden çıkamayacağımı anlayınca, çok yakınımızda duran Asayış Polis memuru kardeşimize sanki yol arkadaşımmış gibi sahte bir isimle "Mahmut yanlış bisiklet getirmiş genç, bekleyin gidip getireyim diyor ne yapalım?" diye sorunca polis olaya dahil oldu. Kısa bir konuşmadan sonra bana satmak istediği bisikleti kesin olarak görüp görmediği, beraber gidersek bizi o bisiklete götüreceğinin teyidini aldıktan sonra hemen kendini tanıtıp, kişiyi yakaladılar. Bize bir depo olduğunu ve içinde bir - iki bisiklet olduğunu söyledi. Ben işin bu kısmını çok yazmak istemiyorum çünkü adli süreç devam ediyor, benim burada yazacağım şey farklı.

İnternette ki ilan "İstanbul / Kartal / Orhantepe Mah." işin gösteriş kısmı çocuklar Yalova'lı ve burada ikamet ediyorlar. İnternette ki isim ve bana geldiğinde kendini tanıttığı "Emre ÖZ" isimde uydurma gerçek isimleri farklı. O nedenle rahat rahat yazabiliyorum.

Depo denen yerden toplam 7 kaliteli bisiklet çıktı, birinin karakolda şikayeti olduğundan hemen sahibi ünlü bir muhasebeci kardeşimiz gelip malını teslim aldı. Diğer bisikletlerin resimlerini çekip facebook sayfama koydum belki sahipleri gelir alır diye ama o işin o kadarda kolay olmadığını anladım. Ben bisikletimin zamanında seri numarasının fotoğraflarını çektiğimden bisiklet bulunmadan şikayetçi olduğum için teslim alabildim ama bir çok kişi bu durumdan müzdarip. Savcılık tam olarak ispatlanmazsa bisikleti teslim etmiyor.

Peki ne yapmak lazım..

1. Mutlaka ama mutlaka bisikletinizin seri numarasını bir yere not edin veya resmini çekip bir yerde muhafaza edin.
2. Bisikletiniz sıfır alınmış ise faturasında seri numarasının yazıp yazmadığını kontrol edin ve ne kadar zaman geçerse geçsin asla faturasını atmayın!
3. Bisikletinizin çok belirgin özelliklerini fotoğraflayın. Benim bisikletimin tüm aksesuarları çıkarılıp atılmış, bagajı sökülmüş, diğer aksamları da değiştirilmişti. Gidona taktığım ayna için gidonda bulunan elcik lastiğini kestiğimi polise söylemiştim o çok işe yaradı.
4. Bisikletiniz ne kadar ucuz veya pahalı olarsa olsun mutlaka çalındığında şikayet edin. Kaydınız olsun. Benim bisikletle birlikte çalınan bir çok bisiklet ilginç bir şekilde satıcılara geri verilebilirmiş! Hakkında şikayet olmadan polis kimsenin malını elinden alıp yediemine veya başka bir yere bırakamıyor.
5. Bisikletinizle sizin birlikte bir kaç yakın plan resmini muhafaza edin.
6. Mümkünse ev içinde, değil ise apartman içinde muhafaza edin. Benimle birlikte ifadesi alınan bir başka müşteki şunu anlattı karakolda.
7. Bisikletinizi başkasında görürseniz sakın yanına gidip tartışmayın, mutlaka 155'i arayıp Polis çağırın.

"Geçen ay Almanya'dan motorum için 300 Euro verip çok güvenilir bir kilit getirttim. Motorumu kilitleyip eve girdim. Dışarı yarım saat sonra çıktığımda motorumu çalmışlardı" dedi. Sanayi tipi kesicilerle bile kesilmesi zor olan bu kiliti adamlar anında açmış ve motoru götürmüştü.

Bizim bisikletleri kilitlememizin yalnızca sokakta oynayan çocukların bisikletle oynamaması için olduğunu düşünüyorum. Aksi durumda "HIRSIZA KİLİT DAYANMIYOR"
Yazımı bitirmeden önce yine üç şeyi uyarmak istiyorum.

1. Mutlaka bisikletinizin seri numarası olan yakın çekim fotoğraflarını elinizde bulundurun.
2. Bisikletiniz çalındığından mutlaka karakola şikayette bulunun.
3. Sosyal medya ve 2. el sitelerini bol bol takip edin.

Kazasız, hasarsız, sağlıklı günler dilerim Pedalınız Kuvvetli Olsun...