28 Nisan 2017 Cuma

Az Bilinen Antik Kentler Turu 2017 (2. Gün)


Gece çadırda üşüdüm betimleme yapmayacağım ama it gibi titredim desem yeridir. Aigai antik kentini gezerken yediğim yağmur iliklerime kadar işlemişti, üstüne bir de ince çadır ve ince uyku tulumu olunca ohhh kebap.
Sabah çok erken uyanıp hemen kendimi çadırdan dışarı attım. Biraz hareket ederek ısınacağımı biliyordum ve gerçekten iyi geldi.







Kahvaltı yapıp sıcak sıcak çayımı içince içim ısındı. 


Önce eşimi aramak istedim maalesef Vodafone çekmiyor. Hemen en yüksek yere çıkıp tekrar denedim ve sonuç başarılı.

Bugün 23 Nisan iki şeyi kutluyoruz. Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramıyla aynı güne denk gelen Miraç Kandilini. Kandil için burada yapacak pek bir şey yok ama çocuklar ve aileleri bizleri beklemiş ve hazırlanmışlar.











Bu arada çocuk bayramı derken en küçük bisikletli katılımcımızın Poyraz'ın fotoğrafı olmadan olmaz.

Kutlamalar ve oynamalardan sonra yola koyulduk. 


Oldukça yüksek rakımda olduğumuzdan hep iniş olacak diye kendimi inandırmıştım ama meğerse asıl çıkış bugünmüş....
Başladık tırmanmaya, Seklik'e vardıktan hemen sonra eşeğiyle çobanlık yapan Ali kardeşimizle biraz çene çalıp vedalaştık.



Motorcunun biri (Her nasıl olmuşsa) kaskını düşürmüş olacak ki vatandaş yolda zarar görmesin diye alıp yüksekçe bir yere koymuş.

Artık tırmanmaktan yorgunluk ve bıkkınlık hissi gelmek üzereydi ki İsmailli Köyüne geldik ve dediler ki yokuşlar bitti. Bir mola ve öğlen yemeği ile mutlu olduk tabi ...










Yemek sonrası tekrar yola koyulup kısmen daha az çıkışlarla Balaban'a geldik.



Gerçekten yokuşlar bitti ve artık iniyoruz.









Maruflar, Gaylan, Armağanlar ve Sindel köylerinden geçerek sonunda Bergama'ya geldik. Pergamon Antik kenti için Akropol Ören Yeri'ne doğru devam edip, teleferik alanına geldik.


Teleferik için indrimli gidiş dönüş bedeli 10.-Tl verip yukarı çıktık. Antik Kent girişi Kültür Turizm Bakanlığı yazısıyla ücretsiz olacağından toplu bir girişle içeri girdik.





 







 




Birileri yaşamış, uyumuş, tuvalete gitmiş, birini sevmiş, işçiler emeklerini, ustalar maharetlerini sergilemiş buralarda. Etten insanlar tanrılar için, krallar için, doğadan korktukları ve başkalarına köle olmanın daha zor olduğunu bildiklerinden kendi köleleri olmuş bu eserleri yapmışlar.
Osmanlı döneminde resmi makamlarca onaylanmış izinlerle götürülen eserlerimizin replikaları bile dökülüyor. İnsanın dili varmıyor ama sanki o eserler için daha mı iyi olmuş ne?
Elin Alamanı Pergamon adında müze kurmuş bizden götürdükleriyle övünüyor bizim eserler yerlerde sebil oluyor. Evet sebil oluyor. Bir çok antikkent tarlaların arasında traktörlere, keçilere yol olmuş, bazıları barajlar altında kalmış...












Pergamon antikkentinden Bazilika'ya geçtik. Burası da diğer gezi yerleri gibi bize ücretsiz girişti. İçerisi hala restorasyon kapsamında yani inşaat alanı gibi ama eserler muhteşemdi. Sevgili Arkeolog Bülent Türkmen'in anlatımıyla tarih bir kez daha yaşandı desem yeridir. Kendisine teşekkür ediyorum. Ayrıca şu haksızlığa değinmeden de geçemeyeceğim. Unesco Dünya Mirasına giren Pergamon Antik Kenti için çalışan ve ekibin bir parçası olan arkeolog Bülent Bey bu antikkente para vererek giriyor. Evet normal bir müşteri gibi para vererek giriyor. Elinde ki MüzeKart'ı görünce dikkatimi çekti sordum. Ağlanası halimize gülerek cevap verdi, bize bunu layık gördüler diye... Utandım kendi adıma, eserleri yurtdışında müzelerde sergilenen ülkem, dünya mirası listesine soktuğu kentte çalışandan para alıyor....
Bu gezi sonrası Ilıca denen kamp alanına gidip çadırlarımızı kurduk ama gece Bergamalı Bisikletliler tur düzenlemişler katılmasak ayıp olur diye son bir gece turu yaptık...








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Dalaman - Antalya Bisiklet Turu

Bir Sümer atasözü var "Madem Biliyorsun Neden Öğretmiyorsun ?" tarihte ki ilk yazılı kaynaklar Sümerlerin olduğuna göre daha eskis...