Pendik - Üsküdar - Pendik (10.01.2016)

Yalova'da ikamet etmenin şöyle bir güzelliği var İstanbul, İzmit, Sakarya, Bursa, Çanakkale gibi şehirlere çok yakın ve ulaşım kolay. Bu saydığımız illerin 2014 yılı nüfus toplamının 20.558.362.- kişi olduğunu düşündüğünüzde Yalova'nın mesire ve bisiklet alanı olarak sürekli dolu ve adım atılacak yer olmayan bir yer olduğu düşünüle bilir. Oysa durum vahim. Yalova Belediyesinin yanlış bisiklet politikaları sayesinde, bizler Yalova'lı olarak bisiklete binmek için İstanbul'a gitmek zorunda kalıyoruz.
İşte geçtiğimiz pazar günüde böyle oldu ve Perşembe Akşamı Bisikletçileri (İstanbul Anadolu Yakası) ve Perşembe Akşamı Bisikletçileri (Yalova)'nın ortaklaşa düzenlediği Pendik - Üsküdar - Pendik sürüşüne katıldık.

Geçen haftalarda çalınan bisikletim nedeniyle Ali arkadaşımdan ödünç aldığım bisiklete bakımlarını yaptırıp, 2. Bursa Bisiklet Festivali'nde Aktif Pedal'ın "1 alana 1 bedava" kampanyasından almış olduğumuz Specialized 700*38c lastiklerin uzun asfalt yolda çok yorucu olması nedeniyle, eşimin bisikletine SporcuPazari.Com'dan aldığımız Rubena Hook 700x35c / 37-622 Zırhlı (APS) Reflektörlü Dış Lastik'leri taktırdık. Cumartesi gününden ayrıca bilet fiyat politikaları yüzünden sürekli eleştirdiğim İDO'dan biletlerimizi de aldık. 
10.01.2016 Pazar günü sabah saat 8:45'te evden çıkıp İDO'ya doğru giderken akşam tahminlerimizin aksine havanın çok güzel olacağı belliydi. 09:30 Yalova - Pendik gemisiyle Pendik'e geldiğimizde bizleri karşılayan PAB'cılar ilk önce Pendik Köprüaltı'nda kahvaltı yapalım dediler. 

Köprüaltı denen yere geldiğimizde çok güzel bir kahvaltı masasına kahvaltı tabakları konulmuştu. Çaylar taze taze doldurularak servis yapılmaya başlandı. Ortaya kalıp olarak kesilerek konulmuş beyaz peynir gerçekten ama gerçekten nefisti.
Kahvaltılar yapıldı, çaylar içildi ve yola koyulduk. İlk durak başka bisikletli arkadaşlarında bizlere katılacağı ŞaşkınBakkal'dı. 

17.-Km sonra ŞaşkınBakkal'da ki BelTes (yanlış biliyor veya yazıyorsam kusura bakmayın ama her halde Belediye Tesisi'nin kısaltması diye böyle yazdım.) çaylar ve yeni arkadaşlarla birlikte çaylarımızı yudumlarken telefon çaldı ve Kaya Palancılar abimiz aradı. Aynı güzergahta bisiklet kullandığını söyleyince yolda nasıl olsa görüşürüz diye yola koyulduk. İlçelerin ve yerlerin tam olarak isimlerini bilmiyorum ama Bostancıdan önce denk geldik ve bize katılarak sürmeye devam etti. Yazın yapmayı planladığım Fethiye - Antalya arasında ki yolu Köyceğiz - Antalya olarak yaptıklarını ve gerek harita ve gerekse yolda ki konaklama tesisleri hakkında bilgi verebileceğini konuşup durduk.
Yurtdışı bisiklet turları, yurtiçi bisiklet sürüşleriyle geçen sohbetin ardından, Kurbağalı Dere, Kadıköy, Siyami Ersek Hastanesi ve Harem pedallanarak tamda kız kulesinin karşısında mola verildi.

Çaylar, Kahveler (-ki bu arada dibek kahvesi ikramı vardı yine) içilip Kaya Abiyle vedalaşılıp geri dönüşe başladık. Dönüş yolumuz aynı güzergah değil Kadıköy İskelesinden yukarı Boğa heykelinden aşağı devam edip, Bostancı İskelesine giden Bağdat Caddesiydi. Buradan yine sahile girip Kartal'a kadar geldiğimizde, karınlar acıkmış ve balık ekmekte misler gibi kokuyordu. İstanbul'a gelip balık yemeden dönersek öteki tarafta hesap sorulur diye yarım ekmek arası balıklar yenildi ve saat 19:00 Pendik - Yalova gemisiyle eve dönüldü.
Çok güzel efor sarf edilmiş, gezip görülmüş, yeni dostluklara selam verilmiş olmasının mutluluğuyla bu gezimizde burada noktalanmış oldu.
Cep telefonumun şarj durumuna güvenemediğimden sonradan elle çizdiğim Wikilioc GPS kaydı.
İyi Pedallamalar....