24 Ekim 2016 Pazartesi

Antalya Kemer Bisiklet Festivali 2016 Tekirova – Çıralı – Olypos / (56 Km) 01.10.2016

Neredeyse gecenin karanlığında uyanmış o güneşin muhteşem doğuşuna tanıklık etmek istiyordum. Önceki günden kalan yorgunluk yerini yeni günün heyecanına bırakmıştı.









Önce güneşin doğuşunu sonra denizde bıraktığı ışık yolunu seyre dalmış sabah çayımı içerken gelen karabaşla oynaşmaya başladık. Çok akıllı ve sevgiye muhtaç bir canlıydı.



Hep merak etmişimdir bu hayvanların iç dünyasını. Allah'ın "Onlar benim sessiz kullarım" ve "Siz onları sahipsiz mi sandınız" dediği bu canlılar adeta dünyada yaşayan birer melek. Her halde dünyada beni en çok mutlu eden şey aç bir hayvanı hele hele bir köpeği doyurmak.
Eeee bizimde doymaya ihtiyacımız var çünkü bugün baba rampalar var. Kahvaltıyı yapıp beklemeye başladık yine


Yola koyulduğumuz andan itibaren tatlı tatlı rampalar çıkmaya başladık. İlginçtir denizden uzaklaşıp dağların arasından ilerliyorduk. Oldukça çıkmış olacağız ki bir ara "rampa bitti" dendi ve mola verildi. Tüm bisikletli o koca koca adamlar kadınlar göbek atıyordu :D


Bu molada dikkatimi çeken şeylerden biri de kamp alanından beri bir köpeğin peşimize takılıp geliyor olmasıydı. O sıcakta hayvanın dili damağı kurumuştu ama organizasyondan adını henüz bilmediğim bir insan evladı ona elleriyle su içirdi. Ayakta alkışlıyorum ...

Mola sonrası depoladığımız enerjiyle yola koyulduk. Beycik yol ayrımını tabelasında ikinci kısa bir molanın ardından;



Çıralı'ya doğru dik ve keskin bir rampayla inişe geçtik, rampanın sonlarına doğru bir köy kahvesinde şahsi mola verip kahvemizi yudumlayıp hatıra fotoğraflarımızı çekildik.


Çıraklı'ya vardığımızda yemek henüz gelmediğinden doğruca denize yöneldik.






Yemek saatine kadar denizde yüzüp terimizi attıktan sonra yemek gelmişti ve sıraya girdik.

Değerli kardeşim Gökay Terzi bu festival boyunca onur konuğuydu ama "onur" kelimesi yerine "onurlandırma"ya bırakmış


gibiydi. Önüne gelen ya bisikletini tamir ettiriyor ya bazı sıkıntılarını yaptırıyor yada "şunu bi elden geçir" gibi sözlerle genci bir dakika boş bırakmıyordu. İlginçtir sinirlenmeden, surat yapmadan, herkesin dertlerine çare olmaya çalışıyordu Gökay. Hani çocukta peygamber sabrı var derler ya işte o kesinlikle Gökay. Bizde yemek sonrası çıkılacak rampayı soralım bari dedik. İyi ki de öyle yapmışız, geldiğimiz yerden dönmenin daha az yorucu olacağını söyleyince tereddütsüz kabul ettim ama sende bizimle geleceksen olur diye de şart koydum. Gerekçe şu bu yolları hiç bilmiyorum ve bu kadar rampa olan bir yerde kaybolmayı göze alamıyorum.
Tamam dedi yemek sonrası tüm ekip olympos'a doğru hareket ederken biz geri yola koyulduk. Oldukça yavaş bir tempoda (-ki istesekte hızlanmamız mümkün değildi) rampayı tırmandık. Rampa bitiminde ki seyir tepesinde dinlenirken eşimin rengi giydiği formanın renginden daha kırmızıydı :D


Uzun sayılacak bir dinlenmenin ardından diğer bisikletliler de gelmeye başladı ve toplu bir sürüşle kamp alanına kadar neredeyse hep inerek geldik. Deniz, Banyo sonrası akşam yemeğinde Eskişehir grubuyla beraberdik.

Yemek sonrası sahnede yurt dışından gelmiş bir ekibin dans gösterileri vardı tek kelimeyle muhteşemdi diye bilirim.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Dalaman - Antalya Bisiklet Turu

Bir Sümer atasözü var "Madem Biliyorsun Neden Öğretmiyorsun ?" tarihte ki ilk yazılı kaynaklar Sümerlerin olduğuna göre daha eskis...