31 Ekim 2016 Pazartesi

Antalya Kemer Bisiklet Festivali 2016 Tekirova – Burdur Salda Gölü 03.10.2016


Sabahın sabah olduğundan bile haberi yoktu biz uyandığımızda.. Güneşin doğuşunu karşılamak, ilk ışıklarıyla ve denizin üzerinde oluşturduğu güneş yoluyla yani nam-ı diğer Likya Yolunu görmek ve bu güzelliğin karşısında Urim Babanın kahvesini içmek için 06:00'da kurduğum saat çalmadan 05:45 gibi çadırdan kendimizi dışarı attık, güneşin doğumu ortalama 06:40 gibi ama biz hemen sahile ilerleyip kumlara kendimizi attık.










Urim abi, Gökay ve Dilek hanımın gelmesiyle güneşin doğum sancıları da başlamıştı.








Bu manzara ve kahve sonrası sıra kahvaltıdaydı.
Kahvaltımızı yapıp arkadaşlarla ve dostlarla vedalaşıp istikametimizi Burdur ili Yeşilova ilçesine 4 km uzaklıkta ki Salda gölüne doğru çevirdik. Antalya'dan itibaren hafif hafif çıkışlarla dağlara doğru ilerledikçe rakım yükseliyor ve hava azda olsa soğumaya yüz tutuyordu. En sonundan Ali Beli tabelası bize nereye çıktığımızı söylüyordu.




Ali Belinden sonra tatlı tatlı inişlerle 1206 metre rakımdaki Yeşilova'ya vardık.


İlçe merkezinden sol tarafa devam eden yoldan gölün yanında kurulmuş Belediye'ye ait tesislere geldik.

Tesisten biraz bahsedeyim. Yeşilova Belediyesine ait bir alan, çadır yeri, tuvalet, banyo gibi hizmetler ücretsiz. Evet gerçekten ücretsiz, Yok yanlış okumadınız bildiğiniz beleş cinsinden. İnsanın inanası gelmiyor. Hemde piknikçilerin içine ettikleri mesire yerleri gibi de değil, pırıl pırıl, ayrıca çadıra elektrik bile çekiyorsunuz o da beleş. Başka bir arzunuz diyecek neredeyse belediye. 
İçeride muhteşem bir lokanta, çay ve kafe bölümü var ilginçtir bize hoş geldin dedikten sonra ilk kahvelerimizi getirip ikram ettiler. Çay, yemek, içecek ne ararsanız var ve fiyatlar inanılmaz ucuz. Urim Babanın selamı üzerine işletmeyi çalıştıran Ahmet beye selam getirmiştik. Kendisiyle tanışıp biraz sohbet ettik. Bize gösterilen çadır alanına çadırımız kurup vakit geçirmeden göle daldık.









Türkiye'nin Maldivleri deniyormuş buraya, böylesine bir yerin nasıl bu kadar korunmuş olduğu ayrı bir tez konusu. Bu arada göl Türkiye'nin en derin, en berrak, en temiz gölü 1140 metre rakımda bulunuyor. İnanın çıkmak gelmiyor insanın içinden. Göl kenarında bulunan çamur için çok faydalı demişlerdi. Bizde yağı bol bulmuş Araplar gibi her yerimize bol bol sürdük, güneş ve rüzgarın etkisiyle çamur kuruyup cildimizi oldukça germişti.
Tekrar göle girip çamuru yıkadık ancak derimiz kurumaya başladıkça çamurun izleri alttan kusmaya başladı. Sanırım biraz ölçülü sürmekte fayda var.
Gölde yüzdükten sonra arabamıza atlayıp gölün etrafını tavaf edelim dedik. Oldukça ilginç görüntüler vardı. 










Sabahın erken saatleri, yol yorgunluğu ve göl yüzmesi bizi oldukça yorgun düşürdüğünden akşam çok geç saatlere kadar oturamadık ama ben yine de keyfi derya yaptım tabi.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Dalaman - Antalya Bisiklet Turu

Bir Sümer atasözü var "Madem Biliyorsun Neden Öğretmiyorsun ?" tarihte ki ilk yazılı kaynaklar Sümerlerin olduğuna göre daha eskis...