15 Mayıs 2017 Pazartesi

Çanakkale-Kuşadası (1. Gün Çanakkale-Geyikli) 68.66.-Km


1.Gün Rota İçin Tıklayınız
Demir atlara atlayıp yollara çıkmanın keyfini bir kez daha yaşamak için yine düştük yollara... Gece saat 23:00'de kalkacak KamilKoç firmasının 23 Çanakkale aracı için Yalova Şehirlerarası Otobüs Terminaline geldiğimizde heyecan ve sinir bir birine karıştı.






Otobüs geldi ve bizleri almadan yola çıktı. Evet KamilKoç otobüsünün sahibi olduğunu iddia eden bir yaşlı bey önce bizi tehdit etti sonra da almıyorum bildiğiniz yere şikayet edin diyerek bize bağırmaya başladı. Olayın büyümesiyle otogar polisi müdahale etti bu kezde bir arkadaşımıza sen alkol almışsın diyerek hakaret etti ve sonuçta bizi ortada bırakıp gitti. Yazıhanede çalışan gençte firmanın hep böyle yaptığını kendisininde işten ayrılmak istediğini ama tazminatını vermedikleri için ayrılamadığını dile getirdi.
Tüm bisikletliler adına burada dile getiriyorum. 
KAMİL KOÇ FİRMASI BİSİKLETLİ DÜŞMANI BİR FİRMADIR VE MÜMKÜN OLDUĞUNCA UZAK DURULMASI GEREKMEKTEDİR. 
Bilet almadan önce gerek genel merkezlerini ve gerekse yazıhanelerini aradığımda 4 bisikletli olduğumuzu ve sorun olup olmayacağını sorduğumuzda bize ön tekeri söktüğümüz de sorun olmayacağını söylediler. Oysa bilet satana kadar olan bu ilgi otobüs geldiğinde gerginliğe ve sinir harbine dönüşüyor. Bu Kamil Koç'la ilk değil benim sorun yaşamam, daha önce de Antalya dönüşünde aynı sorunu yaşadık neredeyse kavga çıkacaktı. Genel merkeze yaptığımız şikayet sonrası aynı yalanı söylemeye devam ettiler. Arkadaşınız alkollü olduğu için bisikletler alınmadı. Sizi yaşadıklarımdan dolayı şiddetle kınıyoruz. Aynı otogarda Truva Seyahat yetkilileri bizim kavgamızı gördükten sonra yanımıza gelip "Boşuna uğraşmayın hep böyle yapıyorlar, buyurun bizim araçlarla rahat rahat gidin" dediklerinde hepimiz neredeyse yazıhane yetkilisini öpecektik. Araç gece 12:15'te geldi ve bisikletlerimizi yükleyip yola çıktık. Truva Seyahati özellikle de Yalova Yazıhane çalışanlarını ve 17 TG 900 plakalı araç Hostes ve Kaptanını ayakta alkışlıyorum. Abartı gelebilir ama hayatımda yaptığım en konforlu yolculuktu diye bilirim ayrıca Kamil Koç'un 60.-TL aldığı güzergaha 50.-TL ödeyerek toplamda 40.-TL'de kar ettik.

Sabah 06:00 gibi Çanakkale'ye ulaştığımızda hemen bisikletlerimizi toplayıp yola koyulduk.






İlk durağımız gayri ihtiyari ilk rampaların sonrasında tepelik ve manzaralı bir yer oldu. Karşı kıyıda şehitlik ve anıt gözüküyordu. 1915'e farklı bir yerden bakmak gibiydi...



Biz bu tura dostlarım Ali, Yusuf ve oğlum Ozan ile toplam dört kişi çıktık. Ali'nin ikinci, Yusuf'un ilk bisiklet turuydu. İlk yorgunluklar daha ilk rampalarda kendini göstermeye başlamıştı. Çok tempolu değildik festival tadında bir sürüşle devam ediyorduk ancak ilk yorgunluklarla birlikte tempomuzda düşmeye başladı. Beklenen bir yorgunluktu bu. Dün gece KamilKoç'un bizde oluşturduğu travma ve sonrasında uykusuz bir gece ve rampalar rampalar rampalar. 

Troya Antik Antik Kentine doğru devam ederken benzinliklerde durup su, köylerde durup çay içtik.






Günün ilk durağı olan Troia Antik Kentine geldiğimizde ben ve Ozan Müze Kart çıkartıp antik kenti gezmeye başladık. Tarihe mal olmuş Truva hikayesinin dışında aslında görülmeye değer pek bir özelliği olmayan bu antik kentte turistlere rehberlik yapan bazı şaklabanları neredeyse oradan kovacaktım. Gelen turistlere öyle hikaye ve öyküler anlatıyorlar ki gelin tarihi yağmalayın davetiyesi gibi. Şuradan bu kadar hazine çıkartıldı, buradan bu kadar altın çıkartıldı diye ballandıra ballandıra anlatıyorlar. En ilginç olanı ise hala asıl büyük hazinenin çıkartılmadığını söylüyor olmaları. İki kuruş için bu şaklabanlığı neden yapıyorlar bilemiyorum.
















Troia Antik Kenti sonrası Geyikli'ye doğru tekrar yola koyulduk. Geyikli - Bozcaada yol ayrımında ki benzinlikte kısa bir mola verip Taştepe - Pınarbaşı istikametiyle yola devam ederken köyde ki bir köftecide karnımızı doyurduk.












Yemek ve içilen çaylar sonrası tekrar yollara koyulup, Bozalan üzerinden Geyikli İskelesine yöneldik. Amaç Bozcaada'yı görmek...











Küçük bir ücret karşılığında arabalı gemisine atlayıp Bozcaada'ya geçtik. Yorgunluk, uykusuzlukla birleşince Ali ve Yusuf için gemi otel kıvamındaydı.
Uyusunda Dinlensin Niiinniii :D 

Kısa süren tahminen 30 dakika kadar sonra Ege'de ki iki büyük adamızdan biri olan Bozcaada'ya vardık. Ada neredeyse fahiş denecek kadar pahalı ve bir o kadar da hınca hınc insan doluydu. Sorduğumuzda yolun sağı Rum, yolun solu Türk mahallesi deseler de ne Rum, ne Türk ayrımı yapılmayacak kadar karışmış insanlar. Kapitalizm böyle işte, paranın dini, dili, ırkı yok...

Adanın dar sokaklarında biraz bisiklet kullandıktan sonra Geyikli'ye dönerek orada çadır kurmanın daha doğru olacağına karar verdik.


Günün sonunda 68,66.-Km ile çadırlarımızda dinlenmeye çekildik.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Dalaman - Antalya Bisiklet Turu

Bir Sümer atasözü var "Madem Biliyorsun Neden Öğretmiyorsun ?" tarihte ki ilk yazılı kaynaklar Sümerlerin olduğuna göre daha eskis...