![]() |
5. Gün Rota İçin Tıklayınız |
Aliağa yol ayrımından sonra Kazıkbağları, Yenişakran, Hacıömerli, Çatılıdere'yi geride bırakıp Aliağa'ya vardık.
Aliağa sahilinde kısa bir tur ve Balık-Ekmek sonrası İzBan'a doğru yola koyulup tren'e geldik. Öğrendik ki, Aliağa'dan direk Torbalı'ya sefer yokmuş, ya Menemen'de inip aktarma yapacaksınız yada Tepeköy'e kadar gidip orada aktarma yapacaksınız dediler. Bizde hazır bisikletleri yüklemiş ve rahat bir yer bulmuşken Tepeköy'e kadar gitmeye karar verdik ve yola koyulduk.
Tepekköy'den Torbalı'ya gidişimizde de sorun çıkmadı ve Torbalı'ya varıp hemen yola koyulduk. Tren yaklaşık birbuçuk saat kadar sürdü ve insanların bize uzaylı gibi bakışları maalesef trende de sürdü. İki genç oldukça ilgi gösterip yol boyunca bizimle sohbet etti. Ayrıca Torbalı'dan bize yol gösterdi. Kendilerine yürekten teşekkür ediyorum. Uzunyol kaptanı olacakmış, dilerim mesleğini eline alır ve dünyayı gezer.
Çaybaşı ve Pamukyazı üzerinden geçip Selçuk'a doğru ilerlediğimizde yolculuğun başından beri önden esen rüzgar neredeyse şiddetini artırıp bize gelmeyin der gibiydi. O bölgenin bisikletlilerinin bileceği üzere rampa aşağı bisikletimizin 50 - 60 km'lere çıkacağı yerlerde pedallara yüklendiğimiz halde bisiklet neredeyse gitmiyordu. Böyle bir rüzgar inanın insanı en dik rampalardan daha çok yoruyor.
Selçuk'a girince trende ki gencin tavsiyesine uyup doğruca Pamucak'a yöneldik. İyi de oldu çünkü ciddi ciddi yorulmuştuk ve dinlenmeye ihtiyacımız vardı. Selçuk merkezden akşam ve sabah kahvaltısı için birşeyler alıp çadır alanımıza yöneldik.
Pamucak sahiline neden bu ismin verildiği kumsala varınca hemen anlaşılıyor. Kumlar o kadar incelmiş ve toz halinde ki, bakınca ve dokununca pamuk gibi geliyor insana.
Çadırımızı kurup, sabah gezeceğimiz ve gelirken önünden geçtiğimiz Efes antik kentinin hayaliyle uykuya daldık.
![]() |
Ya bu nasıl rüzgar babaaaa |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder